Kadında Sonsuzluğa Dair

Nazan Bekiroğlu Züleyha'nın Yusuf'u davetini tasvir ederken şu ifadeleri kullanır: 

"Gelsene. Sonsuzluk ne demekmiş gel bende bil. Ne demekmiş sonsuzluk sende bileyim." 

Bu ifadeleri Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın memnu meyve hikâyesi ile bir dip alıntı ile irtibatlarıdır. Avni Konuk'un Mesnevî şerhinde cimânın sonsuzluk hissi olan irtibatına dair çok ilginç satırlara denk gelmiştim yıllar önce. 

 
پرتو حقست آن معشوق نیست

خالقست آن گوییا مخلوق نیست


Hakk’ın pertevidir, o ma’şuk değil
Hâlıktır o güyâ mahluk değil…

"Cenâb-ı pîr efendimizin deryâ-yı irfanları burada şiddetle dalglanmış ve bu beyt-i şerifi müstemi’lerin önüne koymuştur. Binâenaleyh bu beyt-i şerifi dekâyık-ı Mesevî’dir. Hz. Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibn Arabî efendimiz Füsûs-ı Hikem’lerinde Fass-ı Muhammedî’de, “Sizin dünyanızdan bana üç şey sevidirildi ki, kadınlar, güzel kokular ve namaz içinde gözümün aydın olmasıdır.” hadis-i şerifini tefsiren kadın hakkındaki tecelliyât-ı ilâliyeye dâir bir takım hakâyık beyân buyurmuşlardır. Hind şârihlerinden Mükâşefât-ı Rızevî sâhibi Şeyh Muhammed Rıza hazretleri de şöyle hülâsa buyurur:”Erkek câmi-i cem’i esmâ ve sıfât-ı ilâhiyye üzerine olduğu gibi, kadın dâhi erkek sureti üzerinedir. Binâenaleyh kadın Allah’ın âyînesinin âyînesi olur. İödi suret-i ilâhiyye erkekten münbais olup kadında zâhirdir ve bu in’ikas diğer şân peydâ eder; kadın, sureti üzerine olduğu erkekten münfaildir; ve erkek, erkekve kadın arasında a’zam-ı vuslat olan vakt-i cimâ’da kadında fâildir ve kadın onun münfailidir ve vakt-i cimâ’da erkek kadında fâni olur. Bu ise kadının erkeğe olan te’sirinden ve fâliliyetindendir. Binâenaleyh kadında müşâhede-i Hak etemm-i müşahededir, zîra fâilde ve münfâilde müşahededir. Ve Server-i kâinat (SAV) Efendimiz’in kadına olan muhabbetinin sırrı bu idi. Ârif kâffe-i mezâhirde cemâl-i Hakk’ı müşâhede eder kadın âyînesinden sıfât-ı cemâliyyenin pertevini ayân görür ve cezb-i Hâlık ile cezzab bilir; yoksa mahlûktan ibâret olan kendi cezbiyle değil. Böyle olunca hâsıl-ı ma’na bu olur ki: Nazar-ı ârif Hakk’ın pertevi üzerinedir, yoksa kadının güzelliği üzerine değildir; ve pertev-i Hak gûyâ Hâlık’tır. Yâ’ni kalb-i ârifde muhabbet ve rikkat icâd eder; ve mâhluk değildir, yâ’ni hâdis değildir. Zîra pertev-i Zât dâimâ Zât ile beraber olur ve münfek olmaz."

Avnî Konuk'un kullandığı dil biraz ağır gibi duruyor ama lezzetine erebilenler için eşsiz. Arzu edilirse bir gönderi ile belki daha anlaşılabilir hale getirebilirim. 

Popüler Yayınlar