Ken'an'ın Kurtları

 "Ken'an'ın kurtları toplanıp geldi

Biz yemedik diye içtiler andı"


Yusufun hikayesinde göz ardı edilmiştir hep kurdun varlığı. Oysa Yusuf'u parçalamakla suçlandığında göz yaşı döktüğünü düşünmüşümdür hep. Bir kuyu kadar daralmıştır Ken'an geceleri kurt için Yusuf kaybolduğunda. Bir zindan gibi kararmıştır Ken'an gündüzleri. Yusuf'un gömleğine damlayan kan, sanki kurdun göz yaşlarıdır. 

Belki diyorum Yusuf kuyudayken yanıbaşında beklemiştir kurt. Yusuf'un kayboluşu ile esarete düşen bu hayvan, bu defa Yusuf'un esir oluşunu  kederle izlemiştir. 

Kurt "Ahsen'ül kasas"a ilk deha Hz. Yakub'un dudaklarında girer. 

"Onu götürmeniz beni tasalandırır." dedi. "Sizin ondan habersiz olduğunuz bir sırada kurdun onu yemesinden korkarım."

Bence burada kurt çok ince bir perdedir Hz. Yakub'un oğullarının gözüne örttüğü. Çünkü kurt burada ölümün eş anlamlısıdır. Hz. Yakub kurdun adını vermekle Hz. Yusuf'u ölümden kurtarır. Yusuf'un kardeşleri onu ölüme teslim etmektense, kurdun vehmine teslim ederler. Yusuf kurdun midesine girmektense, kuyuya girer. 

Yukarıda Hz. Yakub'un oğullarının gözüne kurt ile bir perde indirdiğini söylemiştim. Daha sonra ise oğullarının gözünden bir perdeyi şu sözlerle kaldıracaktır. 

“Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah’tan başkasının değildir. Ben yalnız O’na güvenip dayandım. Güvenecek olanlar yalnız O’na güvenip dayansınlar."

Hz. Yusuf gölmeğini babasına gönderdiğinde Hz. Yakub ötelerden kokusunu duymuştu. Bu koku aynı zamanda kurdun beraatinin de kokusudur ve kurt bu kokuyu en derinden duyanlardan biridir. Modern insan bu kokunun neresinde? İnsanın olduğu yerde kurda ne hâcet! 


Popüler Yayınlar